top of page
  • Instagram
  • Facebook
  • Pinterest

Neden Su Terapisi

“Suyun bize öğrettiği şey, niyetlerimizin ve düşüncelerimizin maddi dünyada bile somut etkileri olduğudur”

-Masaru Emoto-



Su terapisi ; Alıcı için Pasif, Hareketli bir meditasyondur.


Su elementi ile derin bağlantını hatırlamaya hazır mısın?


Su terapisi temelinde tıpkı yoga veya bedeninle pratik ettiğin diğer yöntemlerdeki esnemeler ile ve bazı somatik hareketler ile yapılan bir terapi yöntemi.

Hayatı algılama şeklimiz; zihnimizin deneyimlerimizden çıkardığı sonuçlar ile seçimlerimizi belirlemek. Aslında yaşadığımız şey; geçmişimizi ana çağırıyoruz ve bu anda geleceği yaratıyoruz. Hayatımızda tekrar eden deneyimleri de aslında geleceğimize bu şekilde çekiyoruz. Fiziksel bedenimiz ise tüm bu duygusal ve zihinsel deneyimlerin kayıtlarını tutan aracımız. Bu nedenle bedeni esnettikçe ve güçlendirdikçe, yaşamdaki durum ve olaylara olan bakış açımız da esniyor ve güçleniyor.

Suyun içinde alıcı olduğun haldeyken, bedenindeki kayıtları, kaslarınla birlikte esnetirsin. Bununla birlikte Sistemin, su elementinin canlılığın varoluşundan beri tuttuğu kayıtlara ulaşır ve suyun akışkanlık, iletkenlik, kohezyon özelliklerinin etkisi ile de hafızan sana çok hızlı ve derin hatırlatmalar yapar.

İçinde dönüp durduğun bir kural bir anda büyük resimde başka bir anlam taşımaya başlayabilir senin için, ya da duygusal olarak hiç düşünmediğin bir durumda olduğunu ve bunu kabul edip sağaltmanın seni özgürleştireceğini anladığın bir bilince taşınabilirsin.

Bedenimizin %75 i su ve suyun sahip olduğu tüm özelliklerin kendisiyiz . Bilimsel olarak biliyoruz ki, bir damla su ile okyanus aynı bilgiyi içerir ve terapi sırasında, içsel sularımız ile dışsal suların birleştiği yerde bedenin ve zihnin pasif ve alıcı olması ile birlikte meditatif bir hale geçersin yani parasempatik sinir sistemin devreye girer. Bu rahatlama içinde karşılaştıkların ile kendini gözlemleme halini deneyimlersin.

Su ile oldukça detaylı çalışmalar yapan Japon araştırmacı ve yazar Masaru Emoto su moleküllerinin insan düşünceleri ve duyguları tarafından nasıl etkileneceğini araştırmıştır. Emoto’nun yaptığı deneylerde açıkça görülmüştür ki, su moleküllerinin kristal yapılarının, insanların suya yönlendirdikleri niyet ve düşünceler tarafından şekillenebileceğidir.




Su, hem bedeni hem ruhu arındıran, saflığı ve yenilenmeyi sembolize eden bir elementtir.

Ruhsal ritüellerde su, kişinin negatif enerjiden temizlenmesini ve ruhunun yenilenmesini sağlamak için kullanılır. Su, doğanın temizleyici gücünü temsil eder ve spiritüel yolculukta içsel saflığın ve berraklığın simgesidir.

Suyun akışı, hayatın devamlılığını ve değişimin kaçınılmazlığını sembolize eder, bu da ruhsal dönüşüm için önemlidir. Suyun arındırıcı gücü, duygusal ve zihinsel yüklerden kurtulmayı ve saf bir bilinç seviyesine ulaşmayı temsil eder.

Su ile yapılan fiziksel ve psikosomatik çalışmalar, ilk olarak 1980 yılında masaj terapisti Harold Dull tarafından Watsu Tekniği olarak literatüre geçirilmiştir. Kasların ve dokuların suda gevşemesinin daha kolay olduğunu gözlemleyerek bu tekniği geliştirmiştir ve günümüzde birçok fizyoterapistin de başvurduğu yöntemlerden biridir.

Yaklaşık 45 yıldır bilinen bu teknik dünyanın çeşitli bölgelerinde eş zamanlı olarak geliştirilmiş ve günümüzde çeşitli teknikler ile alınmaktadır. Watsu, Harmonic Flow, Healing dance, What a Flow, Eternal Flow, Fly Deeper bu tekniklerden bazılarıdır.

Su terapisi; Bireysel ve Grup seansları olarak uygulanabilir. Su ile bağlantıda olarak grup seanslarında kontak dans, duygu sağaltma çalışmaları ve çeşitli farkındalık oyunları ile grup çalışmaları yapılabilir.

Bireysel seanslarda, uygulayıcı tarafından yönlendirilen ve alıcının meditatif ve pasif hale geçtiği, alandaki niyetine odaklanıp bilinçaltı düzeyinde rahatlamaya ulaştığı bir hal açığa çıkar. Bu seanslar üç aşamadan oluşur.


SU ÜSTÜ

Yastık ve yüzdürücüler ile desteklenen, beyin dalgalarının alfa ‘dan Teta dalgaboyuna geçmesi, bedenin derin dinlenme ve parasempatik sinir sistemine geçiş fazıdır. Uygulayıcı suda masaj ve beden esneme hareketlerini uygular.


SU ALTI

Su altına geçişin konforlu olması adına burun tıkacı kullanılır. Su altı aşaması çeşitli değişkenler ile birlikte, bedenin mutluluk hormonları salgılaması, anne karnı hafızasını çalıştırması gibi, bilinçaltının derinliklerine geçilen aşamadır.


TOPRAKLANMA

Terapinin su alanının tamamlanmasından sonra, Kişinin bu derin meditatif halden, güvenle ve şefkatle bedeniyle bağ kurması için uygulanan enerji ve masaj çalışmalarıdır. Bu aşama metaforik olarak bebeğin dünyaya geldiği ilk andır.



Su terapisinin etkileri

Fiziksel:

Kasları rahatlatır.

Kan Dolaşımını dengeler.

Eklemleri destekler. özellikle eklem ağrıları olan kişiler için faydalıdır.

Stresi azaltma: vücuttaki stres hormonlarını azaltır. Uygun şartlarda mutluluk hormonlarının salgılanmasına destek olur.

Yaraların iyileşmesini destekler. Yatıştırıcı özelliği sayesinde su, yaraların iyileşmesini hızlandırır ve inflamasyonu azaltır.

Ruhsal:

Zihni Rahatlatır.

Meditasyon ve denge

Kendini yenileme ve yeniden bağlanma

Duygusal temizlik

canlılık ve yenilenme hissi


Vücudumuzun %70 i sudur. Su terapisi sırasında alandaki su ile içsel sularımız uyumlanır ve seans öncesi belirlenen niyet üzerinden, sistemine yaşamdaki rolünü ve varoluşunun doğasını hatırlatır.


Fiziksel bedenimiz, yaşamımızda ifade edilmemiş duyguları vücudumuzun belirli bölgelerine kaydeder. Temiz bir su kaynağında bu derin rahatlamayı yaşayan beden hem fiziksel, hem duygusal hem de zihinsel olarak bir rahatlamaya ulaşır.




Su canlılığın elementidir. Bir gezegende canlılık olup olmadığını anlamak için yapılan ilk bilimsel araştırma, su aramaktır. Dünya gezegeninde, Su, canlılığın varoluşundan itibaren kayıt tutar ve sana kolektif bir bakış açısı verir.

Su terapisi derin bir dinleme, kendi gerçeğine şefkatle yakınlaşma çalışmasıdır.



 
 
 

Comentários


© 2035 by Amelia Banks. Powered and secured by Wix

bottom of page